İÇİNDEKİLER TABLOSU

- Anksiyete Nedir ? 

  •  Anksiyete Nedir? Anksiyete Belirtileri Nelerdir?
  •  Anksiyete Belirtileri Nelerdir?
  •  Anksiyete Neden Olur?
  •  Anksiyete Çeşitleri Nelerdir?
  •  Anksiyete Bozukluğu Kimlerde Görülür?
  •  Anksiyete Nasıl Teşhis Edilir?
  •  Anksiyete Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?
  •  Anksiyete Krizi Nedir?
  •  Anksiyete Krizi Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete Nedir? Anksiyete Belirtileri Nelerdir? | 2Face Psikoloji

  • media.blog.imagelinktitleformat


Anksiyete Nedir? Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete nedir ve belirtileri nelerdir? Kaygı bozukluğu nasıl geçer? Anksiyete belirtileri ve nedenleri konusunda bilgilendirici içeriğimiz ile merak ettiğiniz soruları cevaplandırdık. İşte konuya ilişkin merak ettiğiniz tüm soruların yanıtları!



Anksiyete Nedir?

Günden güne artan psikolojik rahatsızlıklara bağlı olarak “anksiyete nedir?”, “kaygı bozukluğu nedir?” gibi soruların cevapları sıklıkla merak edilir. Peki, anksiyete ne demek? Anksiyete, bireyin kendisini sürekli endişe, korku ve gerginlik içinde hissetmesine neden olan bir duygusal durumdur. Halk arasında aslında sık görülen bir duygusal tepkimedir. Genellikle tehlike veya belirsizlik karşısında ortaya çıkar ve bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. 

Anksiyete, belirli bir durum veya olay karşısında kısa süreli olabileceği gibi, genel bir kaygı bozukluğu şeklinde sürekli hâle de gelebilir. Fiziksel belirtiler arasında hızlı kalp atışı, terleme, titreme ve mide problemleri bulunabilir. Anksiyete, psikoterapi ve bazen ilaç tedavisi ile yönetilebilir ve kişinin yaşam kalitesini artırmak için destek sağlanabilir. Özellikle psikoterapinin bu rahatsızlığın tedavisinde önemi oldukça büyüktür. 

Anksiyete yaşadığınızı düşünüyorsanız uzman desteği alabilir, 2Face Psikoloji Beylikdüzü psikolojik danışman hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?


Anksiyetenin anlaşılması adına bazı belirtileri takip etmek de yeterli olabilir. Aşağıdaki anksiyete belirtileri hastalığı net bir şekilde anlamak adına genellikle yakından takip edilir:

Hızlı kalp atışı

Terleme

Titreme veya sarsılma

Nefes darlığı veya sık nefes alma

Baş dönmesi veya sersemlik

Mide bulantısı veya sindirim problemleri

Kas gerginliği

Yorgunluk veya bitkinlik

Anksiyete fiziksel belirtilerde değil, duygusal ve davranışsal belirtilerle de kendini gösterebilir. Bu rahatsızlığın doğuşunda hastalarda en sık görülen duygusal ve davranışsal belirtiler ise şu şekildedir:

Sürekli endişe veya korku

Huzursuzluk veya gerginlik

Konsantrasyon zorluğu

Sinirlilik veya kolayca irrite olma

Kaçınma davranışı (izolasyon)

Günlük aktiviteleri gerçekleştirmede zorluk yaşama

Uyku problemleri (uyuyamama veya huzursuz uyku, ilerleyen süreçte kabuslar da belirtiler arasına eklenebilir)

Felaket senaryoları düşünme

Anksiyete Neden Olur?


“Anksiyete neden olur?”, sorusunun yanıtı da merak edilir. Anksiyetenin ortaya çıkışı farklı pek çok temele dayalı olabilir. Genetik faktörler, anksiyetenin gelişiminde önemli bir rol oynar. Ailesindeki bireylerde anksiyete bozuklukları geçmişi olan kişilerin bu tür sorunlar yaşama olasılığı daha yüksektir. Bu rahatsızlık, kimyasal olarak ortaya çıkabileceği gibi travmalara bağlı psikolojik tetikleyiciler sonucu da görülebilir. 

Beyindeki kimyasal dengesizlikler anksiyete belirtilerine ve oluşumuna katkıda bulunabilir. Beynin korku ve stres tepkilerini düzenleyen bölgelerindeki anormallikler de anksiyete riskini artırabilir. Amigdalanın stabilitesi bu noktada önemlidir.

Çevresel faktörler de anksiyetenin gelişiminde büyük bir rol oynar. Travmatik olaylar, çocukluk döneminde yaşanan istismar veya ihmaller, kronik stres, zor yaşam koşulları ve önemli yaşam değişiklikleri (örneğin, sevilen birinin kaybı, iş kaybı, boşanma, sınav stresi) anksiyete bozukluklarına yol açabilir. Sürekli yüksek stres seviyelerine maruz kalmak, bireyin stresle başa çıkma yeteneklerini zorlayarak anksiyete geliştirmesine neden olabilir. 

Kişinin kişilik özellikleri ve ailesinden gördüğü tutum da anksiyete riskini etkileyebilir. Örneğin; mükemmeliyetçi, düşük özgüvenli veya sürekli onay arayan ailelerde yetişen bireyler daha yüksek risk altındadır. Hem genetik hem de çevresel etkenlerin birleşimi, anksiyetenin karmaşık yapısını ve bireyler arasındaki farklılıkları açıklar.

Anksiyete Çeşitleri Nelerdir?


Anksiyete bozuklukları çeşitli türlere ayrılır ve her biri farklı belirtiler ve nedenlerle karakterize edilir. 

Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB), kişinin sürekli ve aşırı endişe hissetmesi ile tanımlanır ve bu endişeler genellikle belirli bir neden olmaksızın ortaya çıkar. Peki, yaygın anksiyete bozukluğu nedir, farkı nelerdir? En sık görülen ve temel olarak değerlendirilen kaygı bozukluğu bu isimle adlandırılmaktadır. Anksiyete türlerinin tümünü bu ana teşhise bağlamak mümkündür. 

Panik bozukluk ise ani ve yoğun panik ataklarla karakterizedir, bu ataklar sırasında kişi kalp krizi geçirdiğini veya kontrolünü kaybettiğini düşünebilir. 

Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal ortamlarda aşırı korku ve utanma duygularıyla kendini gösterir, bu da sosyal etkileşimleri ve performans gerektiren durumları zorlaştırır. Özellikle iş ve okul hayatı için kişinin yaşamını büyük ölçüde olumsuz etkileyen bir durumdur.

Diğer anksiyete türleri arasında özgül fobi, belirli nesne veya durumlardan (örneğin, yükseklik, uçak, hayvanlar) aşırı korku duyulması ile tanımlanır. 

Agorafobi, kalabalık yerler veya kaçışın zor olduğu durumlardan korkmayı içerir ve bu da kişinin evden çıkmasını zorlaştırabilir. 

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), tekrar eden, kontrol edilemeyen düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri hafifletmek için yapılan davranışlarla (kompulsiyonlar) karakterizedir. Temizlik, sayı sayma, din gibi konulara takıntı geliştirilebilir. 

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ise, travmatik bir olayın ardından ortaya çıkar ve kişi olayın yeniden yaşanması, kabuslar ve aşırı uyarılmışlık gibi belirtiler gösterebilir. 

Her bir anksiyete türü, kişiye özgü belirtilere sahiptir ve kişiye özgü tedavi yaklaşımları gerektirir.

Anksiyete Bozukluğu Kimlerde Görülür?


Anksiyete bozukluğu, her geçen gün çok daha fazla insanı etkisi altına almaktadır, ancak bu rahatsızlık bazı kişi ve gruplarda çok daha yaygın görülür. Kadınlar, erkeklere kıyasla anksiyeteye çok daha fazla yakalanır. Genetik yatkınlık, ailede anksiyete bozukluğu öyküsü olması gibi durumlar da anksiyetenin görülme sıklığını artıran etkenlerdendir.

Çocukluk yıllarında travmatize olmuş kişilerde, aşırı stres ve tempoya maruz kalanlarda ve belirli kişilik özelliklerine sahip olanlarda (örneğin; çekingen kişiler) kaygı bozukluğu gelişme oranı daha yüksektir. Mevcut kronik hastalıklar, bunalım-depresyon, tempolu çalışmaya bağlı daralma gibi diğer ruh sağlığı sorunları olan bireyler de bu bozukluğa daha yatkındır.

Anksiyete Nasıl Teşhis Edilir?


Bu rahatsızlığın teşhisi için, çoğunlukla bir psikologlar ve psikiyatristler tarafından değerlendirme gerçekleştirilir ve değerlendirme sonucuna göre teşhis konulur. Bu süreçte, bireyin tıbbi geçmişi ve mevcut semptomları detaylı bir şekilde incelenir.

Teşhisi koyacak olan uzman, anksiyete bozukluğu belirtilerinin sıklığını, süresini ve günlük yaşam üzerindeki etkisini değerlendirir. Fiziksel rahatsızlıklar (ani alınan kafa travmaları gibi) veya diğer psikiyatrik durumların benzer belirtiler gösterip göstermediğini belirlemek için çeşitli testler ve anketler kullanabilir. Teşhis süreci, bireyin kişisel ve aile öyküsüne bakarak, belirtilerin şiddetini ve genel ruh sağlığını dikkate alarak gerçekleştirilir.

Anksiyete Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?


Anksiyete bozukluğu tedavisi için benimsenebilecek farklı pek çok yöntem bulunur. Ergenlerde anksiyete bozukluğu için genellikle psikoterapi yöntemi kullanılır. Peki, anksiyete nasıl geçer, tedavi yöntemleri nelerdir? İşte yaygın tedavi yöntemleri:

Bilişsel davranışçı terapi (BDT): Anksiyete bozukluğu tedavisinde en yaygın kullanılan metot psikoterapi yöntemidir. BDT, olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışları tanımlayıp değiştirmeye odaklanır. Kaygıya dayalı olan bu hastalıkta bedensel ve ruhsal rahatlama önemli olduğu için BDT oldukça etkili bir yöntemdir. 

Maruz bırakma terapisi: Kişinin korktuğu durumlarla kontrollü bir şekilde yüzleşmesini sağlar. Bu, zamanla korkunun azalmasına ve kaygı düzeyinin düşmesine yardımcı olur. BDT sırasında bu yöntem danışan onayıyla birlikte uygulanabilir. Özellikle fobi tedavisinde bu yöntemden faydalanılır.

Antidepresanlar: Serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) ve serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI) gibi antidepresanlar, anksiyete semptomlarını hafifletmede etkili olabilir. Bu ilaçlar sayesinde kaygı düzeyinde düşüş ve depresyondan korunma sağlanabilir, böylece anksiyetenin diğer psikolojik rahatsızlıkları tetiklemesi de önlenir. 

Anksiyolitikler: Benzodiazepinler gibi ilaçlar, kısa vadeli anksiyete tedavisinde kullanılabilir. Bağımlılık oluşturma riski yüksek olduğu için bu ilaçlar yalnızca geçici çözümler olarak değerlendirilmektedir.

Beta Blokerler: Anksiyete fiziksel belirtilerini (çarpıntı, titreme) kontrol etmeye yardımcı olabilirler. Özellikle çarpıntı, titreme gibi problemleri ortadan kaldırmak için uzman onayıyla bu ilaçlardan faydalanıldığı görülebilir.

Egzersiz: Anskiyete etkilerini azaltmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapmak da önemlidir. Düzenli fiziksel aktivite, endorfin salgısını artırarak kaygıyı azaltabilir. Yoga ve meditasyon gibi aktiviteler ve nefes egzersizleri kişinin rahatlamasına yardımcı olabilir.

Sağlıklı Beslenme: Dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni, genel ruh halini ve enerji seviyelerini iyileştirir. Kafein ve alkol tüketiminin azaltılması, sağlıklı bitki çayları, meyve suları gibi vitaminli ve rahatlatıcı içeceklerin tüketilmesi faydalı olabilir. Sebze, karbonhidrat, protein dengesini kurarak öğünler ile düzenli beslenmek psikolojik sağlığa katkı sağlar.

Uyku Düzeni: Yeterli ve kaliteli uyku, anksiyeteyi yönetmede kritik öneme sahiptir. Uyku hijyenine dikkat ederek düzenli uyuma alışkanlıkları geliştirmek psikolojik sağlık açısından önemlidir.

Anksiyete Krizi Nedir?


“Anksiyete krizi nedir?”, “neden ortaya çıkar?” gibi sorular da hastalığın araştırılması esnasında merakı cevap edilen konular arasında yer alır. Merak edilen ve bilmeyen biri için son derece endişe verici olabilen anksiyete krizi, ani ve yoğun bir kaygı dalgası ile karakterize edilen bir durumdur. Kişi beklenmedik bir anda bu krizi yaşayabilir. 

Kriz sırasında kişi, aşırı korku, panik veya dehşet hisseder ve bu duygular fiziksel belirtilerle birlikte gelir. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, titreme, baş dönmesi, mide bulantısı ve göğüs ağrısı gibi belirtiler yaygındır. El titremesi ve soğuk terler dökmek görülen en yaygın anksiyete krizi belirtileridir. 

Kriz sırasında kişi, kontrolünü kaybetme, delirme ya da ölüm korkusu yaşayabilir. Ölüm korkusu panik bozukluk ve OKB tanılarında çok daha yaygındır. Anksiyete krizleri genellikle kısa süreli olmasına rağmen, yoğunluğu nedeniyle kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. 

Anksiyete Krizi Belirtileri Nelerdir?


Pek çok kişi anksiyete krizi belirtileri nelerdir, sorusunun yanıtını da merak eder. Genellikle ortaya çıkmadan önce kendisini hissettiren kaygı bozukluğu belirtileri her zaman için belirgin olmayabilir. Kekeleme, terleme, ellerde titreme, hızlı konuşma, sürekli etrafa göz gezdirme gibi eylemler krizin geldiğini gösteren belirtiler arasında sayılabilir. Kimileri için bölgesel uyuşmalar, ani baş ağrısı ve sancılar da bu belirtilere eşlik edebilir. 

Pek çok kez nefes tıkanması veya baş dönmesiyle birlikte krize giriş başlar. Sonrasında ise terleme, titreme, panik, ritim bozukluğu ve mide bulantısı gibi semptomlar kendisini daha net şekilde hissettirir. 

Anksiyete Krizi Nasıl Geçer?


Kriz sırasında mantıklı düşünmek her ne kadar zorlayıcı olsa da anksiyetesi olan kişilerin bilmesi gereken bazı egzersizler ve yöntemler bulunur. Kriz geçirdiğini düşünen ve hisseden bir kişinin öncelikle derin nefes alma teknikleri uygulaması gerekir. Bu teknik, vücudun gevşemesine ve kalp atışlarının yavaşlamasına yardımcı olabilir. Burundan derin bir nefes alıp, ağızdan yavaşça vermek bu süreçte etkili olabilir. 

Kriz geçiren kişi veya çevresindekilerin uygulayacağı dikkat dağıtma yöntemleri, yani zihni kriz anından uzaklaştıracak aktivitelere odaklanmak (örneğin, bir nesneye yoğunlaşmak, basit bir matematik problemi çözmek veya sevilen bir şarkıyı mırıldanmak) da anksiyeteyi azaltabilir. 

Olumlu ve sakinleştirici iç konuşma, yani bu durumun geçici olduğunu ve güvende olduğunuzu hatırlamak krizin yönetilmesine yardımcı olabilir. Uzun vadede düşünüldüğünde ise düzenli egzersiz yapmak, uyku kalitesini artırmak ve sağlıklı beslenme gibi yaşam tarzı değişiklikleri de anksiyete krizlerinin sıklığını ve şiddetini azaltabilir. Eğer krizler sık sık tekrarlıyorsa, bir uzmandan profesyonel yardım almak önemlidir; bilişsel davranışçı terapi ve bazen eşliğinde ilaç tedavisi etkili çözümler sunabilir.