Özgüven, çocuğun kendisine yönelik iyi duygular
geliştirmesi sonucu kendisini iyi hissetmesi kendini değerli hissetmesiyle
ilişkilidir. Kendi olmaktan memnun olması ve bunun sonucu kendisi ve çevresiyle
barışık olması anlamına gelmektedir.
Çocuğun
sevgiyi ve yeteneğini hissetme derecesi, gelecekteki yaşamında onu her alanda
etkileyecektir. Aynı zamanda da, çocuğun yaratıcılık yeteneğini, diğerleriyle
ilişkisini ve başarılı olmasını belirlemede önemli bir faktör olmaktadır.
İlk
yaşlardan, çocukların kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri;
hayatlarındaki önemli insanlar tarafından nasıl değerlendirildiklerine
bağlıdır(anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda
arkadaşları).
Yakınları
tarafında sevilen, ihtiyaç duyduğunda ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen
ve önemsenen, güven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için
övülen, gurur duyulan, hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun
kendisine özgüveni olur.
Buna
karşılık ihtiyaç duyduğu yakınlığı, ilgiyi göremeyen, devamlı eleştiriye maruz
kalan , önemsenmeyen, sevgi görmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve
özgüveni olmaz.
Özgüven eksikliği yaşayan, kendileri ile
barışık olmayan çocuklar:
Arkadaşlarıyla birlikteyken hak ettiği saygıyı göremeyebilir.
Yaşıtları tarafından kullanılabilirler.Potansiyellerini gösteremez ve
dolayısıyla bunun sonucunda başarısızlık yaşayabilirler. Kendi kararını
veremedikleri için sürekli başkalarının onayına ihtiyaç duyarak yaşarlar,
sorumluluk almaktan çekinirler.
Prof. Dr. Thomas Gordon'un önerdiği en basit
mesaj "Ben" mesajıdır. "Sen kötü bir çocuksun!" ya da
"Sen aptalsın!" yerine, "Sen böyle yaptığında, ben
............../............ hissediyorum","Sen oyuncaklarını
attığında kendimi sinirli hissediyorum. Ona gerçekten zarar verebilirdin"
diyebilirsiniz.
Buradaki mesaj, duygularınızın onun çocuk
dünyasına değil onun belirli davranışlarına yönelik olduğudur. Çocuğunuzun
ondan ne istediğinizi bilmesini sağlayın. Çocukların düşüncelerini, duygularını
ve gözlemlerini dinlemeniz çocukların öz saygılarını artırmaktadır.
Çocuğunuz sizinle bir şey
paylaşmak istiyor fakat yorgun veya yoğunsunuz, o an için uygun olmadığınızı ve
ne zaman uygun olacağınızı anlatın.
Örneğin
yatağa yatış saati, yemek zamanları belli değişmez düzen için gerçekleşsin. Bu
tür bir değişmezlik çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. Neyin kabul
edilemez olduğunu çocuk daha iyi bilir. Evdeki tüm erişkinlerin bu kurallar
konusunda anlaşması gereklidir. Farklı ve uyumsuz mesajlar çocuğun kafasını
karıştırır.
Çocuğumuza; kendisine özgü yeteneklerini
ortaya çıkartmasında yardımcı olalım. Her çocuk birbirlerinden farklıdır. Her
çocuğun farklı özellikleri ve yetenekleri vardır. Hepsinin başarılı olduğu
alanlar değişiktir. Kendilerinde var olan yeteneklerin ortaya çıkmasını
sağlayarak kendilerine güven duymalarını sağlamıasına yardımcı olmuş olursunuz.
Beklentilerimiz
çocuğumuzun seviyesinde olmalı, yüksek beklentiler çocukta değersizlik ve
yetersizlik duygusuna yol açabilir, onu aşacak beklentilerinden kaçınmak
zorundayız.
Ulaşabilecekleri hedefler koymalıyız.
Çocuğunuza olumlu tutumları öğretirken
eleştiri yerine işbirliği yaparak birlikte çalışmalıyız. Şunları yapmaktan kaçınalım:
Suçlamak : “Yine beni kızdırdın.”
İsim takmak: “ Yaramaz bir çocuksun”
ehdit etmek; “Bunu bir daha yaparsan seni
parka götürmeyeceğim”
Emir vermek; “Hemen derslerini bitirmeni
istiyorum”
Uyarılar; “O duvara çıkma, düşersin”
Acındırma cümleleri: “Böyle davranman
yüzünden hastalanıyorum, görmüyor musun? Senin yüzünden ölüp gideceğim”
Kıyaslamalar; “Ablan/arkadaşların ne kadar
iyi notlar alıyor, sen neden onun gibi değilsin?”
Problemlerle başa çıkmak için;
Problemi tanımlayın:
“Koridor çamur içinde kalmış”
Bilgi verin: “Çamurlu ayakkabıların eve
girmeden önce çıkması iyi olur.”
İsteğinizi kısaca tek kelimeyle belirtin:
“Ayakkabılar”
Kendi duygularınızı anlatın: “Silip
temizlediğim yerleri çamur içinde görünce çok kızıyorum”
Hatırlatıcı notlar yazın: “Lütfen eve girer
girmez ayakkabılarınızı çıkarın”
Cezalandırmak Yerine;
O andaki duygunuzu çocuğun kişiliğini
eleştirmeden açık ve net şekilde anlatın:“Notların düşük olmasına çok üzüldüm.”
Kendi beklentinizi ifade edin: “İkinci dönem
notlarının daha yükseleceğini umuyorum”
Çocuğa kendini affettirme yolu gösterin:
“Derslerine daha fazla zaman ayırarak bunu halledebilirsin”
Çocuğunuza seçme şansı verin: “Kendin çalışabilirsin
veya sana derslerinde yardımcı olacak birisi olabilir, nasıl istersin?”
Çocuğun problemlerini anne-baba olarak çözmeye çalışmayın, çocukların sorunlarla mücadele etmesini bekleyin. Çocukların, çatışmalar ve zorluklarla, nasıl mücadele edildiğini öğrenmeleri gereklidir.
Uzman Klinik Psikolog - Funda Es