Register and save time!
Register with us for future convenience:
- Fast and easy check out
- Easy access to your order history and status
Filmlerde, dizilerde sıklıkla konu edilen bipolar bozukluk, günümüzde milyonlarca insanın yaşadığı bir psikolojik problemdir. Gelin “Bipolar nedir?”, “Bipolar ne demek?” sorularının cevaplarını birlikte keşfedelim.
Bu rahatsızlık için en sık yapılan sorgu bipolar bozukluk ne demek, sorusudur. Bipolar bozukluk, kişinin ruh hali, enerji seviyesi ve günlük işlevselliğinde aşırı dalgalanmalara neden olan kronik bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu durum, manik veya hipomanik dönemler ile depresif dönemler arasında geçişlerle karakterizedir
Bipolar bozukluk, doğru tedavi ve yönetimle kontrol altına alınabilir. Ancak yaşam boyu süren bir hastalık olduğundan tedavi edilmediğinde kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bipolar bozukluk nedir, sorusuna kısaca kişinin yaşamını zorlaştıran zıt duyguların çatışmasıdır açıklaması getirilebilir.
Bipolar bozuklukta kişinin iki farklı atak dönemi yaşadığı bilinir. Bunlardan ilki çok daha enerjik, huzursuz ve hareketli olunan mani dönemidir. Peki, mani dönemi nedir? Mani, kişinin aşırı neşeli, enerjik, huzursuz ve bazen de agresif olduğu bir ruh hali epizodunu ifade eder. “Manik dönem nedir?” sorusunu yoğun huzursuzluk, aşırı enerji ve ekstrem davranışlarla bağdaştırılan bir bipolar kişilik bozukluğu dönemi olarak tanımlamak mümkündür.
Bipolar bozuklukta, mani dönemi olarak adlandırılan bu durum, kişinin kendini aşırı iyi hissetmesine, aşırı özgüven ve enerjinin ortaya çıkmasına neden olur. Mani dönemini yaşayan kişide, uyku ihtiyacında azalma, hızlı konuşma, düşüncelerde hızlanma, dikkatin kolayca dağılması ve riskli davranışlarda bulunma gibi belirtiler belirgin şekilde görülebilir.
Kişinin manik atak sırasındaki davranışları sosyal ve iş hayatını olumsuz etkileyebilir ve kontrol altına alınmadığında ciddi sonuçlara yol açabilir. Tedavi edilmediğinde mani, kişinin işlevselliğini bozabilir ve bazen psikoz gibi daha ciddi belirtilerle de ilişkilendirilebilir.
Mani kavramının yanı sıra bipolar hastalarla ilgili merak edilen bir diğer kavram da hipomanidir. Mani ile hipomani farkı ne, hipomani nedir, gibi soruların yanıtı sıklıkla araştırılır. Hipomani, bipolar bozukluk ve bazı diğer ruhsal bozukluklarla ilişkili olarak görülen, maniden daha hafif bir şekilde seyreden atak durumudur.
Hipomani dönemindeyken kişiler yine manide olduğu gibi, aşırı neşeli, enerjik ve üretken olabilir, ancak bu durum mani kadar şiddetli değildir ve genellikle kişinin günlük işlevselliğini ciddi şekilde bozmaz. Hipomani belirtileri arasında artan enerji, azalmış uyku ihtiyacı, artan konuşma hızı, dikkat dağınıklığı ve aşırı özgüven yer alabilir. Bu dönemde kişi, yaratıcı ve verimli olabilir ancak riskli kararlar alma ve düşünmeden hareket etme eğiliminde de olabilir.
Hipomani, genellikle kişi ve çevresi tarafından olumlu bir değişiklik olarak algılansa da tedavi edilmediğinde depresif ataklarla dönüşümlü olarak ortaya çıkma riski taşır. Maniye kıyasla daha zor ayırt edilebilir, çevre ve kişi tarafından olumlu bir gelişme, ilerleyiş, olgunlaşma şekillerinde tanımlanabilir.
Bipolar bozukluk belirtileri ve ayırt edici özellikleri dönemlere göre farklılık gösterebilir. İki ana başlıkta ayrılan ve manik depresif hastalık olarak da bilinen bu psikolojik durumda dönemlere bağlı şu belirtiler gözlemlenir:
Mani dönemindeyken kişilerde en belirgin görülen belirtiler şu şekildedir:
● Aşırı neşe, huzursuzluk ve coşku
● Enerji seviyelerinde artış (hiperaktivite)
● Azalmış uyku gereksinimi
● Konuşmada ve düşünmede hızlanmalar, konuşurken kelimeleri heyecandan karıştırma
● Dikkat dağınıklığı (DEHB)
● Aşırıya kaçan ve kişinin kendini tehlikeye atmasına dahi neden olabilecek özgüven gösterileri
● Kontrolsüz para ve vakit harcama, ekstrem spor ve durumlara çekilme, sonunu düşünmeden hareket etme
● Halüsinasyonlar ve sanrılar görme
● Artan cinsel dürtü ve performans
Maninin aksine depresif dönemde ise belirtiler çok daha karamsar ve hareketsiz bir yaşama işaret eder. Depresif dönem bipolar belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
● Yoğun üzüntü, hayata karşı umutsuzluk ve boşluk hissinde artış
● Çabuk yorulma, sürekli yorgun hissetmeye bağlı dinlenme gereksiniminde artış
● Insomnia veya aşırıya kaçan uyku atakları
● Aşırı iştahlı olma veya iştahın tamamen kapanması
● Karar vermede ve odaklanmada güçlükler
● İlgi ve istek kaybı, zevk alınan aktivitelere karşı duyarsızlaşma
● Duygusal tepkimeleri vermede gecikmeler, belli durumlara doğru tepkiyi verememe)
● Değersizlik ve suçluluk hissinde artış, yoğun yetersizlik duygusu
● Kişide ölüm veya intihar düşünceleri
Bipolar bozukluğun genetik, çevresel, travmatik pek çok etkene bağlı olarak geliştiği görülebilir. Bipolar bozukluk gelişiminde görülen genel nedenler şu şekilde sıralanır:
● Bipolar bozukluk, ailesinde bu hastalık olan bireylerde daha yaygındır. Aile üyelerinde bipolar bozukluk veya diğer ruhsal hastalıklar bulunan kişilerin risk altında olduğu görülmektedir. Genetik, hastalıkta önemli bir faktördür.
● Bipolar bozuklukta, beyindeki nörotransmitterlerin (serotonin, dopamin, norepinefrin gibi) dengesizlikleri önemli bir rol oynar. Kimyasal değişimler ruh hali değişimlerinin ve keskin geçişlerin genel nedenleri arasında yer alır.
● Büyük stresler, travmatik olaylar veya yaşam değişiklikleri (örneğin, sevilen kişinin kaybı, boşanma, kovulma, kaza geçirme vs.) bipolar bozukluğun başlamasına veya bulguların tetiklenmesine neden olabilir.
● Alkol ve uyuşturucu kullanımı da bipolar bozukluk belirtilerini tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
Bipolar bozukluk, manik ve depresif dönemler arasında dalgalanan kronik bir psikolojik hastalıktır. Bu dalgalanmalar, "atak" olarak adlandırılan belirgin ve yoğun ruh hali değişiklikleri şeklinde ortaya çıkar. Ataklar, kişinin duygusal ve fiziksel durumunu derinden etkileyerek günlük yaşamını, işlevselliğini ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.
Bu hastalıkta görülen ataklar 3’e ayrılır. İşte dönemlere göre bipolar atakları:
● Manik Ataklar: Manik atak nedir, sıklıkla merak edilir. Kişinin aşırı enerjik, hareketli ve huzursuz olduğu ataklara bu isim verilmektedir. Manik atak, pek çok kez kişinin günlük yaşantısının aksamasına neden olur. Hasta, kendisini ekstrem durumlarda bulabilir ve başını belaya sokabilecek pozisyonlara girebilir. Uykusuzluk, olayların merkezinde hissetme ve aşırı özgüven en belirgin manik atak belirtileri arasında yer alır. Manik ataklar ve depresif ataklar arasında geçişler yaşanan bipolar türüne tip 1 bipolar bozukluk adı verilir.
● Hipomanik Ataklar: Hipomanik ataklar, manik ataklara benzer ancak daha hafif ve daha kısa sürelidir. Belirtiler, kişinin işlevselliğini ciddi şekilde bozmaz ancak fark edilebilir derecede değişikliklere yol açar. Hipomanik ataklar ve depresif ataklarla karakterize bipolar bozukluk türü tip 2 bipolar olarak adlandırılır.
● Depresif Ataklar: Depresif ataklar, yoğun üzüntü, umutsuzluk ve enerji kaybı dönemleri olarak kendini gösterir. Hasta kabuğuna çekilmeye ve dış dünyayla bağını zayıflatmaya eğilim gösterir. Ölüm ve intihar benzeri düşünceler bu dönemde oldukça görülebilir.
Bipolar bozukluk, psikiyatrist tarafından kapsamlı bir değerlendirme sonucu teşhis edilir. Teşhis süreci, ayrıntılı bir psikiyatrik değerlendirme, hasta öyküsü ve belirtilerin değerlendirilmesiyle başlar. Uzman, hastanın ruh hali, enerji seviyesi, uyku düzeni, davranışları ve düşünce yapısı hakkında ayrıntılı sorular sorar.
Aile geçmişi ve geçmişte yaşanan ruhsal sağlık sorunları da değerlendirilir. Fiziksel hastalıkları ve diğer ruhsal bozuklukları ekarte etmek için kan testleri veya görüntüleme gibi tıbbi testler de yapılabilir. Bipolar bozukluk teşhisinde, belirtilerin süresi, şiddeti ve kişinin günlük yaşamını ne ölçüde etkilediği dikkate alınarak DSM-5 gibi tanı kriterleri kullanılır. Bu süreç, doğru teşhisi sağlamak ve uygun tedavi planını belirlemek için kritik öneme sahiptir.
Bipolar bozukluk doğru tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir. İlaçla tedavi, yaşam değişiklikleri, psikolojik destek gibi pek çok tedavi yöntemi süreç içerisinde benimsenebilir. En sık tercih edilen tedavi yöntemleri aşağıdaki gibidir:
● Duygudurum düzenleyiciler: Duygu durumu düzenleyici ilaçlar, manik ve depresif tepkimelerin ve durumların kontrol altına alınmasını sağlar.
● Antikonvülsanlar: Bu içeriğe sahip özel bipolar ilaçları, duygu durumunu stabilize etmeye yardımcı olabilir.
● Antipsikotik ilaçlar: Atipik antipsikotikler, mani ve hipomani belirtilerini yönetmede kullanılabilir
● Antidepresanlar: Bipolar bozuklukta depresyon tedavisi için antidepresanlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Bu ilaçlar duygudurum düzenleyici ile birlikte en uyumlu içerik ve dozla birlikte uzmanı tarafından reçete edilir.
● Anksiyolitikler: Bu ilaçlar, anksiyete ve uykusuzluk belirtilerini hafifletebilir.
● Psikoterapi: Kişinin düşünce ve davranışlarını değiştirmesine yardımcı olarak, ruh hali düzenlemeyi destekler.
● Yaşam tarzı değişiklikleri: Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, egzersiz ve uyarıcı maddelerden uzak durmak bipolar tedavisinde destekleyicidir.
Bipolar bozukluk, karmaşık ve çok yönlü bir durumudur ve diğer sağlık sorunlarıyla birlikte ortaya çıkabilir. Bipolar bozuklukla birlikte sıkça görülen hastalıklar ve durumlardan bazıları şu şekildedir:
● Anksiyete
● Yeme bozuklukları (blumia, anoreksiya)
● Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)
● Borderline kişilik bozukluğu
● Alkol veya madde kullanımı
Bu psikolojik problemlerin yanı sıra fizyolojik olarak şu hastalıkların tetiklenmesinde de bipolar bozukluk rol oynayabilir:
● Kalp hastalıkları
● Uyku bozuklukları
● Kronik ağrı bozuklukları (Fibromiyalji ve kronik yorgunluk sendromu)
Bipolar bozuklukta genetik yatkınlık ve biyolojik faktörler büyük bir rol oynar. Kişinin genetik yatkınlığı bulunsa da sağlıklı bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçiren bireylerde hastalığın ortaya çıkma ihtimali daha düşük olabilir. Erken tanı ve müdahale, belirtilerin şiddetini azaltmada ve hastalığın seyrini yönetmede önemli bir fark yaratabilir. Psikolojik destek, stres yönetimi, sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, düzenli uyku ve beslenme düzeni ve alkol ile uyuşturucu maddelerden kaçınmak, bipolar bozukluk ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltabilir.
Psikoterapi ve ilaç tedavisi gibi profesyonel yardımlar, hastalığın kontrol altına alınmasında ve yaşam kalitesinin artırılmasında en etkili yöntemdir. Bu nedenle, risk altında olan bireylerin ruh sağlığı profesyonelleriyle yakın iş birliği içinde olmaları önerilir. Tedavi için 2Face Psikoloji’nin sağlıklı ve dingin bir yaşam için sunduğu danışmanlık hizmetlerinden faydalanabilirsiniz. Beylikdüzü psikolojik danışman hizmetleri sayesinde uzman kadrodan psikolojik destek alabilirsiniz.
Son dönemlerde gittikçe popülerleşen bir kavram olan love bombing ne demek sıklıkla merak edilir. Love bombing nedir psikolojide aşk bombardımanı olarak da açıklanabilir. Love bombing nedir? Neden ortaya çıkar, nasıl anlaşılır? İlişkilerde bir manipülasyon tekniği olan love bombing kavramını öğrenerek maruz kalındığında neler yapılabileceğini 2Face Psikoloji ile öğrenin. İşte konuya ilişkin tüm detaylar!
Love bombing, manipülatif ilişkilerde sıkça rastlanan bir taktiktir ve bir kişi tarafından ilişki başında diğerine aşırı ilgi, sevgi ve hediye gösterilmesiyle karakterizedir. Kişi başlangıçta romantik ve sevgi dolu görünse de asıl amacı genellikle hedef kişinin güvenini kazanmak ve onu duygusal olarak bağımlı hale getirmektir.
İlişki ilerledikçe kontrolcü ve istismarcı davranışlara dönüşebilir. Bu manipülatif strateji, hedef kişinin kendini özel ve önemli hissetmesini sağlayarak onun eleştirel düşünme yeteneğini zayıflatır ve ilişkide dengesiz bir güç dinamiği yaratır. Uzun vadede, love bombing mağdurları, bu tür ilişkilerden ciddi duygusal ve psikolojik zararlar görebilirler.
İlişkilerin dinamiğinde gittikçe daha geniş bir yer edinen ve çok daha yaygın hâle gelen love bombing, ilişkilerin dibine konmuş bir dinamit olarak da tanımlanabilir. Bu kavram kısaca manipülasyon ile aşık etme şeklinde de açıklanabilir.
İlişkinin başlangıcında aşırı ilgi, sevgi ve hediyelerle kişinin kendini özel ve değerli hissetmesini sağlayan love bombing, uzun vadede ciddi zararlara yol açabilir. Bu manipülatif taktik, hedef kişinin duygusal bağımlılığını artırarak onun eleştirel düşünme yeteneğini zayıflatır ve manipülatörün kontrolünü sağlamlaştırır.
İlişki ilerledikçe, bu aşırı ilgi yerini kontrol, kıskançlık ve istismara bırakabilir. Mağdur, başlangıçtaki yoğun sevgi gösterilerine tutunarak, ilişkideki toksik dinamikleri görmezden gelme eğiliminde olabilir. Bu durum, duygusal ve psikolojik sağlığı olumsuz etkileyerek özgüven kaybına, stres ve kaygıya yol açabilir, hatta uzun vadeli travmalara neden olabilir.
Psikolojide love bombing, yani aşk bombardımanı, genellikle narsisistik kişilik bozukluğu olan bireylerin kullandığı bir manipülasyon taktiği olarak bilinir. Narsistler, kendilerine hayranlık duyulmasını ve sürekli olarak onaylanmayı isterler. Bu ihtiyaçlarını karşılamak için, ilişkiye başladıkları kişiyi aşırı ilgi ve sevgi gösterileriyle etkileyerek kendilerine bağlamaya çalışırlar.
Love bombing sürecinde, narsistler partnerlerine sürekli iltifatlar yağdırır, yoğun bir şekilde vakit ayırır ve pahalı hediyeler verirler. Ancak, bu aşırı ilgi ve sevgi gösterileri, manipülatif bir stratejinin parçasıdır. Narsistler, partnerlerini bağımlı hale getirdikten sonra, genellikle kontrolcü, eleştirel ve duygusal olarak istismarcı davranışlar sergilerler. Bu döngü, narsistin partnerini güçsüz ve kendisine bağımlı kılmak amacıyla uyguladığı bir taktiktir.
Narsist, istediğini elde ettikten sonra gaslighting, ghosting gibi diğer psikolojik hileleri uygulayarak karşısındaki kişinin kendisine bağımlı olmasını sağlar ve vazgeçilmez olur. Bu sayede egosunu tatmin edebilir. Narsist manipülasyon teknikleri arasında yer alan bu kavramlar, sağlıksız ve toksik olarak nitelenen ilişkilerin doğmasındaki en büyük etkendir.
Love bombing, manipülatif ve istismarcı ilişkilerin başlangıcında sıkça görülen bir taktiktir. Bu stratejiyi fark etmek, bireylerin kendilerini korumaları açısından önemlidir. Kişiler sık sık “Love bombing nasıl anlaşılır?” sorusunu sorarlar. İşte love bombing belirtileri:
● Bunaltıcı ilgi ve sevgi: Love bombing’in en belirgin belirtisi, ilişkinin başında karşı tarafın aşırı ilgi ve sevgi göstermesidir. Kişi, sürekli olarak size olan sevgisini dile getirir, sizi ne kadar özel ve önemli bulduğunu sıkça söyler. Aşırıya kaçan, mübalağalı cümleler bu manipülasyonun en yaygın belirteçleridir.
● Yoğun ve erken bağlanma: İlişkinin çok erken evrelerinde büyük taahhütler ve bağlanma ifadeleri gelir. Kişi, sizi ruh eşi olarak tanımlar, evlilik ve gelecek planları yapmaya başlar. Genellikle kişiler love bombing’e uğrarken olayların gerçekçilikten uzak olduğunu sezinlese de bu duruma göz yumabilir.
● Sürekli iletişim kurma hâli: Love bombing uygulayan kişi, sürekli olarak size mesaj atar, arar ve iletişimde kalmak ister. Sıklıkla nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı ve kiminle olduğunuzu bilmek ister. Bu davranış, başlangıçta ilgi gibi görünebilir, ancak zamanla boğucu hale gelir. Kısıtlama, karşıdakini yalnızlaştırma çalışmalarının ayak seslerini duyuran en önemli belirtidir.
● Pahalı ve sürekli hediyeler: Kişi, sürekli olarak pahalı hediyeler ve sürprizler yapar. Bu hediyeler, sizi etkilemek ve kendisine bağlamak için kullanılır. Hediye verme, ilişkiyi dengesiz hale getirir ve size minnettar hissettirme amacı taşır.
● Sosyal izolasyon: Love bomber, sizi arkadaşlarınızdan ve ailenizden uzaklaştırmaya çalışır. Sizi sürekli yanında tutmak ister ve diğer ilişkilerinize zarar verebilir. Bu izolasyon, sizin üzerinizde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlar.
● Yoğun kıskançlık ve kontrolcülük: Aşırı kıskançlık ve kontrolcü davranışlar da love bombing’in belirtilerindendir. Kişi, sürekli olarak sizi kiminle görüştüğünüz konusunda sorgular ve kıskançlık krizleri yaşar.
● Duygusal manipülasyon: Love bombing uygulayan şahıs, duygusal manipülasyon tekniklerini kullanarak sizi suçlu hissettirebilir. Love bombing örnekleri arasında bu madde oldukça yaygın kullanılır. Karşınızdaki kişi size yeterince ilgi göstermediğinizi söyleyebilir veya sevgisini kanıtlamanızı isteyebilir. Bu tür davranışlar, duygusal bağımlılığı artırır.
Love bombing’in bu belirtilerini tanımak ve erken dönemde farkına varmak, sağlıklı bir ilişki kurmak açısından önemlidir. Sağlıklı bir ilişki, dengeli, karşılıklı saygıya dayalı ve her iki tarafın da özgürlüğünü koruduğu bir yapıya sahip olmalıdır.
Love bombing’in belirli evreleri takip eder şekilde kendisini gösterdiği görülebilir. Love bombing’in bilinen 4 ana evresi bulunur:
● Aşk bombardımanı, yoğun hayranlık evresi: İlk evrede, manipülatör, hedef kişiye yoğun ilgi ve hayranlık gösterir. Bu evrede; sürekli komplimanlar ve övgüler, yoğun romantik jestler ve sürprizler, hızla artan duygusal yakınlık ve bağlılık ifadeleri sık görülür. Manipülatör, hedefindeki partnerinin kendini özel ve değerli hissetmesini sağlar. Bu aşırı ilgi ve hayranlık, hedef kişiyi etkiler ve ilişkinin hızla ilerlemesine neden olur.
● Güven kazanma evresi: İkinci evrede, manipülatör, hedef kişinin güvenini kazanmak ve duygusal bağlılığı artırmak için çaba gösterir. Mesajlar, aramalar ve sosyal medya etkileşimleri bu evrede oldukça yaygındır. Evlilik, birlikte yaşam gibi konuların erken gündeme getirilmesi de bu evrede sık görülen durumlardandır. Aşırı cömertlik ve paylaşımcılık da love bombing uygulayan kişinin davranışları arasında yer alabilir. Bu sayede manipülatör, hedef kişinin kendisine bağımlı hale gelmesini sağlar.
● Kontrol ve izolasyon evresi: Üçüncü evrede, manipülatör, hedef kişiyi kontrol altına almaya ve izole etmeye başlar. Bu evrede kıskançlık, sahiplenme, eleştiriler, suçlamalar ve türlü sebeplerden çıkan basit kavgalar görülür. Manipülatör üçüncü evrede zihnine sızdığı kurbanının sosyal ve fiziksel olarak izole olmasını sağlar ve hedef kişiyi ailesi ve arkadaşlarından uzaklaştırır.
● İstismar ve gaslighting evresi: Son evrede, manipülatör, hedef kişiye duygusal, psikolojik veya fiziksel istismar uygulamaya başlar. Sürekli eleştiri, küçümseme ve manipülatif davranışlar, bir diğer psikolojik süreç olan gaslighting' in doğmasını sağlar. Bu evrede hedef kişinin gerçeklik algısını sorgulamasına neden olan manipülasyon teknikleri uygulanır ve toksiklik en üst seviyeye ulaşır.
Genellikle narsisistik kişilik bozukluğu veya manipülatif eğilimleri olan bireyler tarafından kullanılan bir taktiktir. Bu taktik, bir ilişkiyi hızlıca yoğun ve romantik bir hale getirmek amacıyla sürekli ilgi, iltifat ve aşırı sevgi gösterileriyle partneri etkilemeyi hedefler. Love bombing uygulandığını anlamanın en etkin yolu henüz ilişkinin başında verilen vaatlerin ve yapılan jestlerin aşırılığını gözetmektir.
Aşk bombardımanının belirtilerini anlamak için bazı önemli işaretlere de ayrıca dikkat etmek gerekir. İlişkinin başlarında her şey mükemmel gibi görünse de zamanla manipülatörün gerçek niyetleri ortaya çıkabilir. Örneğin, partnerinize olan aşırı ilgi ve sevgi, kısa bir süre sonra yerini eleştirilere, kontrolcü davranışlara ve duygusal istismara bırakabilir. Love bombing uygulayan aktif manipülatörler genellikle partnerlerinin sosyal çevrelerinden izole olmasını ve sadece kendilerine bağımlı hale gelmesini isterler.
Eğer bir ilişkide kendinizi sürekli olarak baskı altında hissediyor, özgürlüğünüz kısıtlanıyor ve sürekli olarak partnerinizin onayını almak zorunda kalıyorsanız, aşk bombardımanı ile karşı karşıya olabilirsiniz. Durup ilişkinizin ilk zamanlarına baktığınızda aklınızdan “o böyle değildi, beni severdi’ gibi düşünceler geçirmeniz de love bombing’e uğradığınızı anlamanız adına yeterli olabilir.
Love bombing ne kadar sürer bilinmese de uzun vadede etkileri oldukça yaralayıcı olabilir. Özellikle günümüz ilişkilerinde love bombing mağduru olan pek çok kişiye rastlanır. Bu tip bir manipülasyona maruz kalmak kişinin fizyolojik ve psikolojik dengesinin şaşmasına neden olabilir. Love bombing’e maruz kalındığında ve toksik bir ilişkinin yüklerini taşıdığında kişilerin psikolojik anlamda doğru desteği görmeleri son derece mühimdir.
Psikolojik danışman desteği bu noktada bir hayli önemlidir. 2Face Psikoloji verdiği uzman danışmanlık hizmetleri sayesinde manipülasyon mağduru kişilerin iyileşmelerini ve yeniden özgüvenlerini kazanmalarını mümkün kılar. Love bombing’e maruz kalan kişiler bu nedenle 2Face Psikoloji Beylikdüzü psikolojik danışman hizmetlerinden faydalanabilir.
Narsistlik, son zamanlarda bireylerin sıklıkla duyduğu kavramlar arasında bulunur. İnsan psikolojisiyle ilişkili olan bu kelime, bireyin kendine aşırı hayranlık duyması ve başkalarının ihtiyaçlarını ve duygularını dikkate almayan bir psikolojiye sahip olmasına verilen isimdir.
Narsist bireyler, genellikle kendilerini özel ve üstün görürken karşılarındaki insanların nasıl bir ruh haline sahip olduklarını önemsemezler. En ufak hareketlerinden dahi sürekli ilgi ve takdir bekler, karşılarındakilerin de birer insan olduklarını unuturlar.
Başkalarını küçümseyen ve empati yapmaktan yoksun olan bu bireyler, insan ilişkilerinde çeşitli problemler yaşarlar. Psikolojik destek almamaları halinde zaman içinde toplumda istenmeyen kişiler olma konumunda bulunabilirler. “Narsist nedir?” sorusuna özetle bu şekilde yanıt vermek mümkündür. Peki, narsist ne demektir?
Narsistlik, yükseltilmiş özgüvenle ilişkili bir psikolojik ruh haline verilen isimdir. Türkçede özsever olarak adlandırılan bu rahatsızlık, bireyin kendini diğer insanlardan üstün görmesi şeklinde ifade edilebilir.
Kişinin kendine çok güvenmesi, tüm yönleriyle herkesten iyi olduğunu düşünmesi ve sonucunda da empati yoksunluğuyla karşılaşmasına narsistlik adı verilebilir. Kibirle iç içe bulunan bu durum, bireyin kendini diğer insanlardan üstün görmesine veya kendini diğer insanlarda aşağıda hissetmesi durumunda üstün gibi davranmasına neden olur.
Başarıya ve güce bağımlılık gösteren kişilerde bulunan narsist özelliklerinden biri de kendilerini dünyanın merkezi olarak görmeleridir. Her ne olursa olsun yaşanan olayların onlarla alakalı olduğunu düşünen bu bireyler, kişiliklerini fazlasıyla büyütebilir ve başarıya ulaşmak adına güce bağımlı davranışlar sergileyebilirler.
Narsist kişilik bozukluğu, temelinde ciddi bir psikolojik rahatsızlığı barındırır. Bu rahatsızlığa sahip olan bireyler, kendine hayranlık duyar. Çevresindeki insanların onun kadar akıllı ve değerli olmadıkları düşüncesine sahip bireylerde narsist kişilik bozukluğu gözlemlenebilir.
İlgili psikolojik rahatsızlığa sahip olan bireyler, çevrelerinden soyutlanarak en üstte kendilerinin olduğunu göstermeye çalışırlar. İnsanlara iletişim kuracak kadar değer vermez ve kurdukları ikili ilişkilerde sürekli övgü beklerler.
Başkalarının duygu ve düşüncelerini önemsemeyen bu bireyler, zaman içinde narsist özellikleri sebebiyle toplumda farklı bir yere konumlandırılabilir. İkili ilişkileri zedeleyen ve gerek arkadaşlık gerekse romantik bağların zarar görmesine neden olan bu psikolojik rahatsızlığa zamanında müdahale edilmesi son derece önemlidir.
Karakteristik bir özelliğin yanı sıra ciddi bir psikolojik rahatsızlık olan narsist kişilik bozukluğunun belirtileri bireyden bireye farklılık gösterebilir. Narsistik özellikler geniş bir spektruma sahiptir. Narsist özellikleri gösteren her birey narsist kişilik bozukluğuna sahip olmayabilir.
Durumun kişilik bozukluğu olarak nitelendirilebilmesi için kişinin Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı DSM-5’te tanımlanan kriterlerden minimum 5 tanesine sahip olması gerekir. Bu kriterler ise bir uzman psikolog ya da uzman psikiyatrist tarafından değerlendirilmelidir.
Narsist kadın ve erkeklerde görülen özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
Narsist erkek belirtileri arasında ilk sırada ikili ilişkilerde kendini üstün görmek yer alır. Bu kişilerde sıklıkla rastlanan belirtiler şu şekilde örneklendirilebilir:
● Kibir
● Üstünlük kurma isteği
● İlgi ve takdir beklemek
● Empati yoksunluğu
● Sadakatsizlik
● Kıskançlık
● Manipülasyon
Bu kişilerde sıkça gözlemlenen belirtilerdir. Kişi kimsenin kendisinden daha iyi şartlara sahip olmasını istemez. Narsist erkek belirtileri arasında ön plana çıkan kıskançlık müdahale edilmemesi halinde durum zararlı bir boyuta evrilebilir. Beylikdüzü psikolojik danışman hizmeti bu narsist kişilik bozukluğuna sahip bireylere tespit ve tedavi için kapsamlı bir destek sunar. Sizlerler de narsist insan özelliklerine sahip olduğunuzu düşünüyorsanız 2Face Psikoloji’den destek talebinde bulunabilirsiniz.
Narsistlik yalnızca erkeklere ya da kadınlara özgü bir durum değildir. Bu psikolojik rahatsızlık kadınlarda da sıkça gözlemlenir. Narsist kadın belirtileri genel bir ifadeyle şu şekilde sıralanabilir:
● Sürekli ilgi bekleme
● Üstünlük hissi
● Tahammülsüzlük
● Eleştiriye kapalı olma
● Manipülasyon
● Abartı
● Kıskançlık
● Kibir
● Dış görünüşe aşırı önem verme
● Sadakatsizlik
● Takıntı
Narsist kadın özellikleri arasında yer alır. Sizler de narsist kadın belirtileri özelliklerinin bir ya da birkaçını taşıdığınızı düşünüyorsanız psikolojik destek alarak durumun üstüne gidebilir ve olumsuz etkilerinin azalmasını sağlayabilirsiniz.
Narsist kişilik nedir sorusu kadar araştırılan bir diğer konu ise bu psikolojik rahatsızlığın neden olduğudur. Günümüzde oldukça sık karşılaşılan ve pek çok kişide görülen bu rahatsızlığın temel nedeni uzmanlar tarafından çocukluk döneminde yaşanan travmalar olarak açıklanır.
Çocukluk döneminde aşırı övünme, yersiz abartı ve yüceltmeyle karşılaşan bireylerde, gençlik ve yetişkinlik yıllarında narsistlik gözemlenebilir. Travmatik deneyimler, eleştiri ve aile bağları da narsist kişilik bozukluğunun meydana gelmesine neden olabilir.
Narsist kişilik bozukluğu, genellikle genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkar ve sıklıkla erkeklerde rastlanır. İlgili psikolojik rahatsızlık, her sosyoekonomik ve kültürel gruptan kişide gözlemlenebilir. Çocukluk döneminde aşırı övülen veya eleştiriye maruz kalan bireylere ‘en iyi’ olma kaygısı zaman içinde psikolojik problemlere neden olabilir.
Travmatik deneyimler yaşayan veya ebeveynleri tarafından ihmal edilen çocuklarda da genç-yetişkin döneminde bu rahatsızlıkla karşılaşma olasılığı fazladır. Psikolojik rahatsızlıklara sahip ebeveynlerle büyüyen çocuklarda da narsist kişilik özellikleri gözlemlenebilir.
Bireylerin genetik yapısı da rahatsızlıkların gelişiminde önemli bir role sahiptir. Toplumda, yüksek statü veya başarı odaklı meslek gruplarına sahip bireylerde de narsistlik gözlemlenebilir.
Narsist insanların özellikleri erken yetişkinlik döneminde kendini göstermeye başlar ancak belirtiler gençlik döneminde yoğun olarak gözlemlenebilir. Çocukluk döneminde yaşanan olumsuzluklar narsist erkek ve kadınların özelliklerinin gelişmesine katkı sağlar.
Bireylerin kendini ve ilişkilerini algılama şeklini etkileyen çeşitli faktörler bulunur. Bu faktörlere maruz kalan bireylerin profesyonel bir yardım alarak rahatsızlığın şiddetini azaltmaları mümkündür.
Narsist kişilik bozukluğu tedavisi de diğer psikolojik hastalıklar gibi alanında uzman psikologların ve psikiyatristlerin desteğiyle ortadan kaldırılabilir. Kişilik bozuklukları tedavisinde en etkili yöntem psikoterapidir. Psikoterapi sürecinde bireyin karakteristik özellikleri üzerine çalışılır. Terapilerde empati geliştirmelerine ve sorunları gözlemlemelerine yardımcı olunur. Böylece süreç narsist kişilerin özellikleri üzerine gelişim gösterir.
Narsist kişilik bozukluğuna sahip olan bireylere yaklaşırken bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Kişinin bir psikolojik rahatsızlığa sahip olduğunun bilincinde olmak ilk adımdır. Bu nedenle sınırları çizmek önemlidir.
Kendi sınırlarınızı çizebilir, bireyde psikolojik bir rahatsızlık olduğu bilinciyle empatiyle yaklaşmaya çalışabilirsiniz. Bir sonraki aşamada kişiyle açık bir şekilde iletişim kurmaya çalışabilirsiniz. İletişimde açıklığı benimseyerek son derece konforlu bir alan yaratabilirsiniz.
Yoğun olarak görülen bu psikolojik rahatsızlık yalnızca kişinin çevresindekilere değil kendine de zarar verebilir. Bu nedenle bireylerin zayıf yönlerinin bilinmesi ve dikkatli bir şekilde yaklaşım gerçekleştirilmesi gerekir. Narsist bireylerde zayıflık gösteren yönler şöyle açıklanabilir:
● Kırılganlık
● Pasif agresiflik
● Manipülasyon
● Rekabetçilik
● Eleştiriyi kaldıramama